Gunes Dogarken

Turkiyede oturanlar icin cok ilgi cekici bir yemek gibi gorunmeyebilir bu ama eger Amerika'da oturanlar varsa veya eline boyle bir malzeme gecenler olursa degisik ve cok lezzetli bir cesit yemekten bahsetmek istedim. Bu crab yani yengec eti, burada her turlu markette kolaylikla ve cok da pahali olmayan fiyatlara satilan bir deniz urunu. Biraz kalitelilerini tavsiye ederim, cunku eger azicik kotu kalite olursa bu yiyecekten tamamen sogumaniza neden olabilir. Aslinda bir de imitasyon yengec etleri var, onlar daha ucuz ama ona da alerji ihtimali cok yuksek ve zaten benim tarifini verecegim kofte benzeri seyler o imitasyon olandan yapilmiyor. Illa ki gercek yengec eti gerek. Balik yemeklerinin yanina gayet guzel bir yan yemek olarak yapabileceginiz, lokantalarda bir hayli yuksek fiyata satilan crab cake soyle yapiliyor; 2 yumurta beyazi, hafifce cirpilmis 2 tatli kasigi kiyilmis maydanoz 1/4 kap mayonez 1/4 kap kuru sogan, ince sekilde kiyilmis(rendelemeyin suyu cikmasin) 1 1/4 tatli...

Gelmiyor, hala gelmemekte israr ediyor bu bahar. Gerci yazar 'gelecek, illa ki gelecek' demis bir yazisinda yillar once ama yine de benim icim karardikca karariyor. Hala ciceklenmeyen agaclara bakiyorum, icim sikiliyor. Gecen sene daha da gec gelmisti biliyorum, buralar bahari erken getirmeyen yerler bunu da biliyorum ama yine de sanki hayattaki sadece kotu yanlari gormemi saglayan bir salteri kapatmasini bekledigim bahara cok umutlar baglamis olmaktan dolayi, umutsuzum, yorgunum... Bir dergide Patrick Swayze'in pankreas kanseri oldugunu ve olume her gun adim adim yaklastigini okudum. Icim daha da karardi. 'Sanki baska dert mi yok' diyeceksiniz belki ama bu haber bana sanki dunya yuzundeki tek yesillik dolu adanin da sular altinda kaldigini hissetmeme neden oldu. O kadar guler yuzlu, pozitif bir insan imaji var ki bende bu adamin, onun da tibbin tukendigi kosede olmasi bir gun bunlarin benim yakinima geldigi takdirde benim bu kadar bile sansim olamayacagini hisse...

Pazar gunku Easter nedeniyle birseyler denemek istedim o gune yakisan ama o gun vaktim olmadigi icin ertesi gun denedim bu Paskalya Coregini. Hep paskalya coregi yapmak istemistim ama olmamisti. Gecen gun abonesi oldugum Taste of Home dergisinde gorunce 'tamam' dedim. Tarifin adi aslinda Swedish Cardamom Braids ama ben cardamom yani kakule yerine mahlep kullanmayi tercih ettim. Birincisi elimde olmadigi icin, ikincisi de kakule ile birkac hos olmayan tecrubem yuzunden ama siz orjinalindeki gibi kakule ile deneyebilirsiniz. Tarifi aynen orjinalindeki gibi yaziyorum, aynen takip ettim cunku(yani hemen hemen; uzeri icin gereken seker, cevizici ve tarcini pisirmeden once ekmegin uzerine serptim). Su anda bile cayimla birlikte ucundan koparmakta oldugum bu guzel paskalya coreginin tarifi soyle; 1 paket toz maya(1/4 oz) 1/4 kap ilik su 1 1/4 kap ilik sut 1/2 kap terayag, yumusak 1/3 kap tozseker 3 yumurta sarisi 2 1/2 tatli kasigi cekilmis kakule(ben mahlep kullandim) 1/8 tatli ka...

Bu aralar hep tatli yapiyormusum gibi duruyor ama degil aslinda. Bir turlu gelmeyen bahar yuzunden canim hic birsey yapmak, iki satir bile yazmak istemiyor ne yazik ki. Gunler geciyor, yasananlar yasaniyor, yemekler yapiliyor ama bazen insanin hic birseyden zevk almadigi oluyor. Galiba o gunlerden birkacini yasiyoruz su aralar ama tatli yiyip tatli konusarak belki sorunu cozeriz, ne dersiniz? Gecen gun gelen misafirlerime Turk tatlisi yapmak istedim ama yemegin anlam ve onemine uygun olarak agir birsey yapmaktan da kacindim. Defterimi karistirirken nasil ve ne sekilde o defterde oldugunu anlamadigim bir tarifle karsilastim. Yazi, benim el yazim ama ben bu tarifi hic denememisim daha once. Icindekiler aklima yatinca denemeye karar verdim. Bizim misafirlerden tatli delisi olan bir arkadasimiz ustuste 3 dilim yedi ve kalani da yanina alip goturdu. Tarifini karisina verdim ama sanirim irmik yuzunden pek yapamayacak, yine benden istenecek gibi gorunuyor bu tatli. Seve seve yapacagim tabi ...

Bloglardan bircok tarifler deniyorum, cok da seviyorum yeni seyler denemeyi. En cok sevdigiklerimden biri olan ve beni blog alemine en cok alistiran evcini' nin yaptigi her tarife de gozu kapali daliyorum. Iste kolay sufle de boyle baslandi ve aynen evcininin dedigi gibi evdeki herkesi ucurdu... Tarifin orjinali burada ama ben yine de yazayim. Kendim de aklima esince burdan bakip hemen yapiyorum cunku. En orjinal hali Avustralyalı aşçı Bill Granger 'a ait olan bu tarifi aynen uyguladim, onun icin hic degistirmeden yaziyorum. Çikolatalı Puding (chocolate self-saucing pudding) Malzemeler: 4 kişilik 1 cup= 250 ml. lik su bardağı 1 tsp = 5 ml. = 1 tatlı kaşığı 125 gr. (1 cup) un 1 fiske tuz 120 gr. (1/2 cup) toz şeker 3 tsp kabartma tozu 4 yemek kaşığı kakao 250 ml. (1 cup) süt 85 gr. (1/3 cup) sıvı yağ ya da erimiş tereyağı 2 yumurta, hafifçe çırpılmış 1 tsp vanilya tozu ya da esansı(ben vanilya esansi kullandim) Sos Malzemesi: 185 gr. (1 cup) esmer toz şeker 2 yemek kaşığı kak...

Birkac yil once bugun Chicagoya gittigimizde St Patrick's Day nedeniyle Chicago nehrinin boyle yesile boyandigini gorup agzimiz acik kalmisti. Tamam bugunlerde hersey yesile donusuyor ama kocaaaa Chicago nehri, nasil olur da boyanir demistik. Birkac gun onceden basladilar kanallardan yesil boya vermeye ve tam 17 Mart gunu nehrin sehrin merkezine rastlayan kismi yemyesil oldu. Gercekten gorulmeye deger bir manzaraydi. St Patrick's Day, Irlandanin ulusal bayramiymis ama Amerika'da da bir o kadar onemli bir hale geliyor ozellikle son zamanlarda. Zaten ulkede pek cok da Irlandali olmasi nedeniyle, tabii isin marketsel yani da hayli ilginc oldugu icin Amerikalilar hayli caba harciyor bu is icin. Irlanda barlari populerlesiyor, biralar yesilleniyor, kurabiyeler yesil susleniyor ve tabii isin benim en cok sevdigim kismi olan YONCA'lar her yerde dekorasyon olarak kullaniliyor. Ailemizin gozdesinin isminden dolayi sanki bende Irlandaliymisim gibi bu bayrami buyuk cosku ile kutl...

Bundan sekiz yil once Amerika'ya ilk geldigimizde bizimle beraber bir cok Turk arkadasimizla birlikte bulamadigimiz Turk yemeklerini bir sekilde ikame etme durumlari dogmustu. En cok istek alan ve en cok becerilemeyenler arasinda pide ve lahmacun vardi. Cunku o muthis sanayi tipi firinlarda pisen pideleri bizim evde nasil yapacagimiz tamamen bir muamma haline gelmisti. Herkes buldugu, bildigi, birbirinden duydugu tuyolari aktararak en yakin tarifleri bulmaya calisti. Lahmacun konusu cok komikti, tavada altini pisirip, firina ustunu pisirmek icin atmalar, 'hangi tur tava daha uygun' tartismalari, unlarin markalari, firindan cikan lahmacunlari bir temiz posette tutma cinlikleri filan derken bayagi ugrasmistik ama en sonunda hem pidede,hem de lahmacunda inanilmaz noktalara geldik diyebilirim. Iste uzun denemelerden sonra ulasilan pide noktasi: Ben cok ama cok memnununm bu tariften, daha dogrusu tarif karisimindan. Sekiz yildan beri hic uzulmeden yapiyorum. Evdekiler de pazar ...

Kis'in adi Fransizca'dan geliyormus ve genel olarak sut ve yumurta ile karistirilan herhangi bir karisimi pay hamurunun uzerine dokerek yapilan yiyecege deniliyormus. Sonradan bir suru degisik sekli yapilmaya baslamis tabii ama ana malzemeler sut(veya krema), yumurta, pay hamuru ve arzu ettiginiz herhangi bir sebze karisimi imis. Sebzeler yumurta-sut karisimina pismeden once ilave edilip hamurun uzerine dokulmesiyle beraber kis pismeye hazir hale geliyor. Ben bu tarifimi Taste of Home dergisinin Subat-Mart sayisindan aldim. Yilbasinda abone oldugum birkac guzel dergiden bir tanesi olan bu dergiden cok faydalaniyorum. Iste tarif: 1 Adet hazir pay hamuru veya benim daha once denedigim pay hamuru 2 tatli kasigi hardal 1 kg (veya biraz fazla) taze kuskonmaz, temizlenmis, 1cm kalinliginda dogranmis 1 orta boy kuruvsogan 1/2 kap taze mantar, dilimlenmis 1/4 kap terayag, kup seklinde dogranmis 2 yumurta, hafifce cirpilmis 2 kap(8oz) rendelenmis yarim yagli mozzarella peyniri(kasar da...

Ankara'da calistigim zamanlar is yerime cok yakin bir yerde ev yemekleri yapan bir yer vardi. O kadar lezzetli borekler, kurabiyeler, dolmalar, sarmalar yaparlardi ki; evimize bir misafir gelsin de onlar icin ismarlayayim diye(kendim icin ismarlamaya utaniyordum herhalde) dort gozle beklerdim. Bu mantar kurabiyeler de bunlardan biriydi. Agizda dagilan, hos gorunuslu bu inanilmaz guzel kurabiyeleri bir gun gelip de evde yapacagim o zamanlar aklimdan bile gecmezdi. Tabii hem yogun calismaktan, hem de hamur isleri ile simdiki kadar hasir-nesir olmadigim icindi. Nasil buldugumu bu tarifi hatirlamiyorum ama yaklasik alti-yedi senedir evimizden hic eksik olmayan bu kurabiyeleri gecen gun de Amerikali arkadaslarima tanistirdim. Onlar da bayildilar... Cok ama cok kolay yapimi, gerekenler soyle: 250 gr terayag (aslinda tarifte margarin diyor ama ben asla margarin kullanmiyorum), oda sicakliginda 2 yumurta, oda sicakliginda 400 gr misir nisastasi 140 gr (1 su bardagindan 2 parmak eksik) t...

Madem ki Cin yemeklerinden gidiyoruz, ben de yine cok sevdigim ve sik yaptigim bir salata/yemek tarifinden bahsedeyim istedim. Aslinda bizim evde o kadar cok seviliyor ki bu tur yiyecekler, buyuk oglumuz itiraz etmese her gun bir sekilde Cin yemegi yapacagim ama olmuyor maalesef. Bazen icindekileri degistiriyorum, bazen yagini degistiriyorum. Boylelikle herkesin gonlu oluyor. Edamame soya fasulyesinin olgunlasmadan toplanilan bir cinsi diyecegim. Aslinda genc soya fasulyesi demek daha mantikli ama bundan olgunlasmadigi anlaminin cikmamasi gerekiyor. Yine icinde bir cok vitamin ve mineral saklayan bu guzel sebzeyi isterseniz cig, kuruyemis gibi; isterseniz salatalara lezzet katmasi amaciyla; isterseniz corbalara ilave ederek veya akliniza gelebilecek bir cok sekilde tuketebilirsiniz. Ben cogunlukla donmus sekilde aliyorum ve cozuldukten sonra domates, biber, yesil sogan ve maydanoz dogradigim salatalara karistiriyorum. Bol sirke ve zeytinyagi dokuyorum... Bezelye ile bizdeki yesil fasu...